ÖYLESİNİ DEĞİL        

-Acıma hislerine-

“Sen sevme!” diyor plakta biri
Ve bir şair;
“Sen sevme!” demiş, bir şiirinde.

Gönlümde ayrılık acısının en koyusu
Bu cümlelerle yoğrulmuş bir neden
İsyan eden duyguların bile
Zapt edemediği bir his
Sevdiğini iletiyor beni, bana
Haykırıyorum plaktaki gibi;

“Sen sevme beni!”

Plak bitiyor,
Ahenk diniyor yorgun
“Sen sevme beni!” diyorum
Dudaklarımda ismin
Ve tüm anılar
Perde perde şekillenirken
Üç boyutlu
Çıkarıyorum gözlerimi yerinden;

“Sen sevme beni!”

“Sen sevme beni!”
Dalga dalga çarpıyor
Sahiline düşüncelerin.

Istırapla kavrulmuş bir kalbin atışları
Tempo tutarken ritme
Ritmin inancı
Onun da inancı oluyor
Ve biterken yankısı bile
Son bir gayretle
Bir defa daha sesleniyor;

“Sen sevme beni!”

* Şiir, çok insanî bir şey. Tıpkı din gibi, ahlâk gibi. Gerçek dindarlar ve ahlâkçılar nasıl ki sayıca azdırlar, gerçek şairler ve şiir okurları da öyle. Ercan DEMİRCİ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAMUFLE        

Yoksun Anita, yoksun yanımda neden?
Boşluk çevremde ve tükenmez ızdırap
Diken dolmuş aşk bahçem hep kuru diken
Hayalin bile bu bahçede bir serap.

Kadehim yarılanmış, belli sarhoşum,
Yokluk dört bir yanım, belli yok olmuşum,
Görüyorum başındayım bir yokuşun
Fakat; “Sonya! Doldur kadehime şarap!”

Nerdesin Anita, bu yalnızlık neden?
Aşk bahçemi derledim; “Gel!” diyerek sen,
Mutluluk özlemim, yalnızlık git, tüken!
Saadet hakkım olsun biraz, Ya Rabb!

* Şiir, boy vermektir, taze bir fidanın ufuklarında. Bilal ÇAKICI

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

MEETING (BULUŞMA)        

Canlandı bir anı, çizgi resimlerle çocukluktan,
Bir duyguydu geçen, düşüncede belli, anlaşılan,
Döndüm -düşlerimde mümkün- çocukluğuma bir zaman
Şekillenen yüklü hislerle kucaklaştım kısa an.

Bir sabahtı onu ayıran ve gardan çıkan tren,
Vefasızlığım mıydı bilmem, öyle kederlendiren?
Yıllanmış bir düşünceyle o gün eve giderken ben
İsmim söylendi, döndüm, oydu karşımda şekillenen.

Bir duygu vücut buldu konuşurken o, yine ılık,
Bitti konular istemiyorken biz, hem de pek çabuk,
Sonra dile geldi, ister-istemez belli ayrılık
Bir hatıra kaldı o andan;

“Allahaısmarladık!”

* Hiçbir mekânın ve hiçbir çağın ve hiçbir despotun tutsağı olmadı şiir.  Suna ARAS

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ÖZLEM        

-Evet’lere-

Sensiz sabahlar hiç olmuyor ki
Doğmuyor hiç güneş inan sensiz
Ayrılmak senden o kadar zor ki
Bırakıyorsun hicranı iz iz.

Yaşantımda manasızlık sensiz,
Duygularda şekilsiz bir beniz,
Düşüncelerde sen-ben hep biriz
Sensizlik vuslat dolu bir deniz.

Bahtım çizilen uzun bir gece,
Hüsran büyük kilometrelerce,
Bir cümle değil, yalnız çift hece
Edecekti mesut, kulu naçiz.

* Yaşın şaire etkisi, deneylerin çoğalmasıyladır, bazı deneylerin anı haline gelmesiyle, bazı anıların geçersizleşmesiyledir. Cemal SÜREYA

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DÜŞÜNCELER II        

Rüzgârı dinledin mi hiç, meleğim
Anlattı mı sana da bir şeyler?
Getirirken fısıltılar -içli-
Duygularla derlenmiş?

Dinledin mi hiç meleğim, rüzgârı
Anlatırken anıları usul usul?
Uzaklaştırdı mı ayrılık acısını senden
Bir esişte alkışlarken?

Meleğim, hiç dinledin mi rüzgârı
Düşüncelerle ezilirken ruhun?
Yoksunluk kavururken gönlünü için için
Söndüren yağmur bulutlarını getirirken?

Hiç rüzgârı dinledin mi, meleğim
Söğüt ağaçları ile paylaşırken?
Bir sükûn diyarını
Ve dualara karışırken esişini?

* Doğrudan gerçeği veren ya da hepimiz için artık olan duyarlılığı gösteriyorsa, şiiri kurcalayıp da alttan bir anlam çıkartmanın manası yoktur.  Mustafa KÖZ

 

DÜŞÜNCELER III        

Hayal dünyam mı geniş
Yoksa bana mı öyle geliyor arkadaş?
Bilmiyorum, bilemiyorum.

Bakıyorum;
Bir kral olmuşum
Veya imparator
Ya da şah, mihrace...

Kollarımda en güzeli ecelerin
Sevgilerin en doyulmazını tadıyorum
Ve yalanların en dayanılmazlarını...

Bakıyorum;
Kuş olmuşum
Uçmuş uçmuş da konmuşum
En taş kalplisine gönüllerin

Sevgiyi aşkı fısıldamışım.
Yansımış duygularla
Yumuşamış kalp
-yumuşamış, yumuşamış sözde!-

Ve sonra acıların tümü!

Bakıyorum;
Bir sükûn diyarındayım
Gözlerimden akan yaş değil
Mesut olmanın şekillenişi
“Oh!” diyorum
Bir isim dökülüyor dudaklarımdan
İsyansız,
İstekli,
Tüm duygularla şekilli.

Ve bir düşünce geliyor bir yerlerden
Beni götürüyor arkadaş;
Uzaklara,
Uzaklara
Çok uzaklara...

* Başka şiirlerin hışmına uğramış bir şiir ya tükenip yerini boşaltır, ya da yıllar sonra ötekilere baskın çıkabilir.  Edip CANSEVER

 

 

SEBAT        

-Gençliğimi yakıp kavuran tutkuyu bilemezsiniz. André GIDE-

Bir ses gelir uzaklardan
Yılların ötesinde bir kral
Hissiz de olsa
Anar kraliçesini
Hüzünlü, kederli, düşünceli...

Neşesinde gizler nedenini kral
Gözlerini saklar gözlerden bucak bucak
Ve içine akıtır en değerlisini
Gözyaşlarının...

Hatırlamak
Bir başkalık dünyası
İçine kapananların
Duygular şekillenir renk renk olur
Ve bulutlarla kümelenir
Düşünceler...

Bir ses plâkta; “I love you!” der
-seni seviyorum-

ve ardından
“with all my heart!”
-tüm kalbimle-

Plak biter
Sessizlik;
Yaşantısına dönenlerin mutluluğu...

Plâk
Başlamıştı dönmeye o günlerde
Ve bir kral vardı...

Çöktü...

Oysa dönüyor plâk hâlâ;
“I love you, with all my heart!”

* Şairlik dünyanın en onurlu mesleğidir.  Hilmi YAVUZ

NEDENLİ SABAHLARIN BİRİNİN GELİŞİNE AİT                 

-Saatlerin kaçıp gidişi deli ediyor beni. André GIDE-

Kirli akşamlardan biri yine
Duman, toz, is kaplı
Ve ayrılık acısı gezinmekte kararsız
Çamurlu, zifoslu yollarda.

Bir ses gelmekte uzaklardan
Bir kadın
Kim bilir kaçıncı kez
Yine aynı şarkıyı haykırır;

“Belki bir sabah geleceksin!..”

Kirli akşamlardan biri yine
Duman, toz, is kaplı
Ve ayrılık acısı gezinmekte kararsız.

Bir baykuş öttü derinden derinden
Tam dört defa
Oysa uğursuzlukmuş ötüşü
Bir kedi, hem de kara,
                        geçti yukardan, yukarılardan

Ve karşıdaki evin ışıkları söndü
Başkentin bir mahallesinde
O bilinen küçük evlerinden birinde
Ben;

Kim bilir kaçıncı kere
Balkonda
Bir düş için ümitli
Karanlıkları sayıyorum

Bir baykuş öttü derinden derinden
Tam dört defa
Oysa uğursuzlukmuş ötüşü
Bir kedi, hem de kara,
                        geçti yukardan, yukarılardan

Soğuk çevrem; “Hayır!” gibi bilinen
Bilmem kaç santigrat derece negatif
Parçalanmış umutlar orada, burada
Saçak altında hüzünlü
Yapıcı lâzımmış, toplayıp bütün yapmaya
Ve sonra bir ruh vermeliymiş
Yaratıcılıktan istekle...

Bütünden son kalanlar
İsterik ve isyankâr
Oysa inanca “Evet!” demeliler kesinlikle
Görebilmeliler gölgesinde mazinin
geleceği

Soğuk çevrem; “Hayır!” gibi bilinen
Bilmem kaç santigrat derece negatif.

* İki şey: Aşk ve şiir / mutsuzlukla beslenir biri / biri ona dönüşür.  Cemal SÜREYA

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                            

 

 

 

 

O KİMDİ?                  

                        -Gün geçmez bölmelerde yaşa! Dale CARNEIGE-

Çakmak çakmaktı gözleri yeşil
Ve dudakları istihza ile aralık,
Kumral saçları dökülmüştü omuzlarına
Büyünün bir başka türlü ifadesiyle.

Asude bir meltemin fısıldayışı gibi sesi
Salınışı bir selvi gibi rikkatle Tanrım
Geceyi susturan, güneşi düşündüren
Bir hayal, bir peri, bir esrar...
Veya ulaşılamayacak bir şeydi kısaca.

Sabahtı, umuttu, ışıktı saadetti...
O;
Bir kelimeyle Newton’u şaşırtan,
Unutturan teorilerini Einstein’a,
Bir cümleyle susturan Aristo’yu,
Dilsiz bırakan Sokrat’ı,
Tövbe ettiren bir fırçayla
Rembrandt’ı, Goya’yı, Pikasso’yu

Ve melekleri diz çöktüren bir işaretle
Tanrım, Tanrım, Tanrım...

Oydu gözleri yeşil,
Oydu dudakları istihzayla aralık
Ve omuzlarına kumral saçları düşen,
Büyülü.

Oydu meltemi getiren,
Oydu o şarkısıyla geceyi inleten,
Oydu düşündüren var oluşu
Yok oluşluğun ötesinde.

Anıyorum, fakat
Elimde kalemim
Dudaklarımda o

Soruyorum kendime;
“Hatırla!
O; kimdi?”

* Şiire bu kadar ihtiyaç duyacağım aklımın ucundan bile geçiremezdim. (ŞİİRE İHTİYAÇ DUYMAK) tan.  Erol KARATEKİN                    

SANA MI?                 

Saçım uzamışmış, Sakalım varmış; bir karış
Gömleğim yağır gibiymiş
Ütü görmemişmiş pantolonum aylarca
Pabuçlarımın rengini
Aldığımda fark etmişlermiş bir defa
Arkadaşlarım

Adam sen de, bana ne?

İlgim yokmuş çok şeyle
Dalarmışım kitapların başında
“Ah!” dermişim, “Vah!” dermişim,
Halt edermişim.

Düşünürmüşüm;
“Ağır işçilik” miş sanatım!
“Neden?” dermiş, “Niçin?” dermiş, “Nasıl?” dermiş
Anlamsız sorularla
Dağlar kurarmışım yüce yüce

Ve sonra da kâşif olurmuşum
Güya!

Bir gün
Bir isim çıkmış ağzımdan
Sebepli -sebepsiz-
Anlamamışlar
“Herhalde” demişler;
“Melankoli”...
Oysa boş vermişim!

Daha sonra bir başka gün
Buluvermişler beni
Pabuçlarım çamurlu
Gömleğim yağır gibi
Pantolonum ütüsüz
Saçım-sakalım uzun
Gözlerim açık
                        Hafiften.

“Doyamadan gitti!” demişler.

Oysa; üzülmemişim!

* Şiirin diğer sanatlar arasındaki yeri, modern dünyada gerilemiştir.  Georg Wilhelm Friedrich HEGEL

DIŞARIDA SOĞUK VARMIŞ!  -veyahut- PALTOSUZ                 

Dışarıda soğuk varmış!
Paltosuzmuşum ben ama
Omuzlarım kalkık
Bir şarkıyı söylemeye çalışırmışım
O;
Her zaman söylediğim şarkıyı...

Dışarıda soğuk varmış!
Ben o şarkıyı söylüyormuşum
Buzlanan nefesim yetinceye-dek
Taa ciğerlerimden
Gözyaşlarımla ritmini
Tamamlayarak...

Dışarıda soğuk varmış!
Ben oralardaymışım
Paltosuz...

Gözlerimde hicran
Dudaklarımda hüsran
Pencerelere bakıyormuşum
Düşünceli...

Dışarıda soğuk varmış!
Maziyi açmış
Dalmışım
Kim bilir hangi çözümsüz anılara

Paltosuz...

İsmin çıkmış kerelerce ağzımdan

Sual...

Cevapsız…

Dışarıda soğuk varmış!
Paltosuzmuşum ben
Çıplak hatta
Üstümde örtü, beyaz
Kilitli çenem

Karanlık çevrem
Uğultusu rüzgârın.

Dışarıda soğuk varmış!
Yalnızlığı yaşayan
bir “yalnız”

Söğüt ağaçları, bir tümsek, bir taş
Ve dua eden Annem...

* Şiir, ruhların ortak dili ve kesişim noktasıdır.  Şérko BEKES

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

SES

Yıldızların raks ettiği gecede uysal
Bir ses anlattı inancı düşüncelerden
Sabahın özlemi kaldı düşlerde hayal
Yol çizdi tabiata bir ses, gökten-yerden.

Ritmin uyanışı, gelişi saadetin,
Bedbin ruhlara şevk, mutluluğa renk için,
Evrende kişiliğim o bir sesle niçin
Sıyrıldı bilemem, sonsuz, hırçın kederden?

“O halde varım!” edebilirim iddia,
O bir ses verdi benim benliğime mana,
Sıyrıldım âlemden, hiç oldu dünya bana
Anladı beni o bir ses, girip içerden.

* Şiir; somuttur. Christopher CAUDWELL 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BİR RESMİN ARKASINA

Bir gün gelecek ki hayal olacağım, kat’i,
Neden, niçin, nasıl bilinmeyecek saati,
Hatıralar konuşacak yalnız benim için
Yaşayacağım o an seninle saadeti.

Bir ses; “Erol!” diyecek, maziden uzaklardan
Resmim elinde soluk, mahzun, yırtık, perişan
Unutulsam de ben, o hatıramdır kalacak
İyi dilekleri olacak sana, an-be-an.

* Şiir; uykusuzluğun şiltesidir, /  uykunun haritası / Balkonun uyanışıdır şiir. “ŞİİR İÇİN CEVAPLAR” Ülkü TAMER

DÜŞ

Bir evim olsun;
Çerden-çöpten

Ama bir evim olsun
Mavi badanalı,
Pencereli, küçük, küçücük...

Bir karım olsun;
Sevmesin beni isterse

“Güle güle!” demesin
Ayrılırken sabahları
Ve; “Hoş geldin!” ini duymayayım döndüğümde
dilerse.

Sıcak bir çorba bulamayayım
Ben dikeyim
Gömleğimin kopuk düğmesini
isterse.

Ama evimde olsun o
Hissedeyim

Duvarda resmi olsun
Radyoyu bir defa da o açsın
Ayakkabıları olsun
Terlikleri olsun yerlerinde

Kütüphanede birkaç kitap
Albümde bir-iki fotoğraf
Gardıropta eşyaları...

Bir çocuğum olsun
Bağırıp çağıran
Gülücükler yollayan
Yaramaz
Tek varlığım

Ve sesi çınlatsın âlemi
Varlığı,
Sesi,
Geleceği...

Boşluktaki tüm düşünceler
Düşüncelerimdeki tüm emeller
Emellerimdeki tüm duygular
Duygularımdaki tüm istekler...

Her şey
Ama her şey zihnimdeki gibi olsun
Basit -veya- sade...

Yalnızlığım;
Ama yalnızlığım olmasın!
Bir kapı açıp
Ufuklardan öte
-Ve kimseye zararı olmayacak-
Benliğimden uzaklara
Habersizce
Göndermeli
Gönderebilmeliyim onu...

* Kim HILLARD; “Bazı kimseler sanatı hisseder, bazıları sanattan anlar. Fakat sanatı hem hisseden, hem anlayan pek azdır.” demiş. Aynı söz şiir için de söylenebilir, diye düşünüyorum. Erol KARATEKİN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARIM İÇİN

Dinle karıcığım, inanç bu
Sessiz, sakin, fakat yaşanan
Duyulan en asil tek duygu
Ruh bulan, vücut bulan her an.

Sever, hem karşılıksız âşık
Sevgi verir ona mutluluk
Bedbaht olsa da kalbi kırık
Sever daima seven, canan.

Severken yaşanır aşkım, bil
Sevgidir sevene veren dil
Aşktır umutlara çizen yol
Bu yol da; saadettir, inan!

* Her şair güzel bir şiirden etkilenir doğal olarak, etkiden de korkmamak gerekir.  Edip CANSEVER

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ORNAMENTAL              

O; bahar güneşimdir, ruhuma sükûn veren,
Neşe katıp gönlüme, aşkı dile getiren,
Mana verip ezele, ebedi öne seren
Nadide bir çiçektir, Tanrının bahşettiği.

Aydınlatan gecemi, ümit deren rüyama,
Leylâklardan, güllerden bahçe kuran hülyama,
Dört mevsimde dört bahar bahşeden aşk dünyama
Bir melektir, hem de en güzeli meleklerin.

Severim, seveceğim -hem haşredek- onu ben,
Ulaşmaktır Tanrıya sevmek onu ta içten,
Sevmek... Sevmek ölesiye ve ölmek severken
Ruhum huzura o sükûnla kavuşur ancak.

* Şiir için fikir her şeydir; gerisi bir yanılsama, kutsal bir yanılsama dünyasıdır. Şiir coşkusunu fikre bağlar; fikir olgudur. Bugün dinimizin en güçlü yanı onun bilinçsiz şiiridir.  Matthew ARNOLD

 

SON HEYECAN

                                    -Sevdiğim’e-

Sen gözlerimdeydin,
düşlerimde,
anılarımda.                 

Seni anlatırdım sana, düşüncelerimde

Sen vardın;
her gülüşte,
her sitemde,
her nefeste.
Sendin mananın görünüşü.

Sendin anlamlarda;
            renk olan,
            şiir olan,
            müzik olan.

Şimdi sen uzaklardasın
çok
hem pek çok              

Kopmuşsun, acı
Ne gözlerim muktedir seni görmeye
Ne ellerim varabilir seni sevmeye
Ne dudaklarımda güç, ismini hecelemeye

Nefesim ulaşır mı?
Ne mümkün!

Kulaklarımda çınlar sesin;
“Ayrılmak gerek!” demiştin,
“Allahaısmarladık!”

Gittin!

Ben hâlâ;
“Güle güle!” demedim.

* Şairlerle, düz yazıcılar arasında bir ayrım yapmak çok bayağı bir hatadır... Bir şiir, kendi gerçeği içinde ifade edilen hayatın imgesinin ta kendisidir. Percy Bysshe SHELLEY

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YAĞMURUN GETİRDİĞİ

Yağmur yağıyor sevdiğim

Çisil çisil
Yağmur yağıyor
Ve ben
Nedensiz düşüncelerin ardında
Seyrediyorum ızdırap çekerek.

Orada yağmur yok şimdi
-eminim-
Orası sıcak
Orada sen
Orada sıcak.

Burada yağmur
Çisil çisil
Seni düşünüyorum
Her damlayla.

Ve sana ulaşıyorum
Gök kuşağı ile
Hissediyor musun?

* İçinde elem de, sevinç de olsa şiir her olguya tahammüllüdür. Erol KARATEKİN